Fikir, bilgi ve mesajların üretilmesi, geliştirilmesi ve yaygınlaşması amacıyla internet tabanlı uygulamalar üzerinden yapılan iletişime genel olarak dijital iletişim diyoruz. Dijital iletişim, video, ses, metin veya animasyon gibi çeşitli dijital içerikler (dijital medyalar) kullanılarak, bilgisayar, tablet, akıllı telefon, oyun konsolu vb. dijital aygıtlar kullanılarak gerçekleşir.
Daha önce de belirttiğim gibi, dijital iletişimi geleneksel kitle iletişiminden ayıran en önemli fark iki yönlülüğü yani etkileşimdir. Bu, alıcıların sadece sunulan içeriği almakla yetinmeyip, ihtiyaçları doğrultusunda, sunulan içerikler arasında seçim yapması, içeriğe müdahale edebilmesi dolayısıyla aktif bir şekilde iletişim sürecine dahil olması anlamına gelir. Böylece alıcı artık kullanıcı olarak nitelendirilir. Kullanıcı içeriği yalnızca tüketmez, paylaşarak, değiştirip yeniden yapılandırarak üretir de. Dolayısıyla tek yönlü iletişimin yerini etkileşim almıştır.
Dijital iletişim bireyden bireye olabildiği gibi (eposta), bireyden kitleye (sosyal medya) ya da birey ile teknoloji (dijital oyunlar) arasında da olabilir. Geleneksel kitle iletişimi tek-yönlü, hayatın akışını bölen, propagandaya dayalı ve eş zamanlıdır. Dijital iletişim ise, iki ya da çok yönlü, kullanıcının belirlediği zamanda, eşzamansız, bilgi akışına dayalı ve insanlar arasında sürdürülebilir bağlar kurma işlevi olan yani topluluk ve ağ oluşturan bir iletişim türüdür.
Bilgi ve iletişim teknolojilerdeki gelişime bağlı olarak dijital iletişim, toplumdaki dönüşümü de etkilemektedir. Bu dönüşüm bilgi toplumu, bilgi çağı gibi kavramlarla ifade edilmektedir. Bilişim teknolojisine dayalı olarak şekillenen bilgi toplumunun temel özelliği sanayi toplumunda ön planda olan “maddi” ürünleri yerine, bilişim teknolojisi sayesinde bilgi üretiminin önem kazanmasıdır. Bilgi toplumu en basit deyişle, bilginin üretilmesi, depolanması ve dağıtılması süreçlerinin, toplumda en önemli faaliyetler olarak ortaya çıktığı toplum türüdür. Bilgi ekonomisine dayanan bir sosyal ilişkiler bütünü olan bilgi toplumunda bilgi (enformasyon, veri) en önemli toplumsal ürünlerdir. Bu durum ekonomik yapıda ve sosyal ilişkilerde önemli bir dönüşüme sebep olmaktadır.
Bildiğiniz gibi, Sivil Toplum Örgütleri, toplumda farklı alanları temsil eden, belirli amaçlar etrafında bireyler üzerinde birleştirici etki gösteren, topluma ve kendi üyelerine hizmet üreten ve insanların ihtiyaçlarını bir organizasyon içinde karşılamaya çalışan toplumun öznesi niteliğini taşıyan organizasyonlardır. STÖ’ler dijital iletişim araçlarını kullanarak faaliyetlerini etkin bir şekilde yürütebilirler.
Dijital iletişim araçları STÖ’lerin değer önerilerini anlatmak, paydaşlarına ulaşmak ve arttırmak, toplumu çalıştıkları alanda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, topluma ortak hareket etme duygusu kazandırmak, kaynak yaratmak ve hedeflerini gerçekleştirmek için uygun mecralar sunmaktadır. Toplumla birlikte var olan STÖ’ler için üyeleri ile ve seslendikleri kitle ile sürekli, etkileşimli bir iletişim süreci kurma olanağı veren internet ideal bir buluşma ve topluluk oluşturma platformudur.
Dijital Yönetişim
Dijital Yönetişim özü itibariyle bir ağ yönetişimidir. Dijital yönetişim, yatay koordinasyon ve etkileşim yapısıyla, ilgili tüm tarafların ağ biçiminde yapılanmalar içinde katılımını öngören, bunun için de bilgi ve iletişim teknolojileri üzerinden gelişen gayri merkezi iletişim ağlarını kullanan bir yönetişim modelidir.
Sivil toplumun dijital yönetişim modelleri üzerinden örgütlenmesi, yurttaşların siyasi ve sosyal karar alma süreçlerine daha etkin bir şekilde katılımını amaçlayan bir müdahaledir. Böylece yönetişim, yenilikçi bir katılım modeli olarak gündeme gelir. Bu endüstri çağının örgütlenme biçimleri, sosyal ve siyasi stratejileri üzerine temellenen mevcut katılım, politika geliştirme ve savunuculuk modellerinin hayatın her alanına yayılan bilgi akışı, etkileşim ve yeni iletişim kanalları vasıtasıyla aşılmasıdır.
Böylece demokrasi, örgütlenmiş sivil toplum ağlarının, yönetimle diyalog geliştirebildiği ve hesap sorabildiği, bilgi akışı ve uzlaşma üzerine kurulan yönetim olarak nitelenebilir.
Dijital yönetişim, ağ yönetişimi kavramları, yönetim süreci içinde yer alan tarafların uzlaşısı üzerine temellenmiş kuralların, yine bu tarafların sürece etkin ve sürekli katılımıyla uygulanabilir olması anlamına gelmektedir. Dijital yönetişim, bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunduğu olanakları kullanarak yeni toplumsal ağ yapılanmalarına en uygun katılım platformunu oluşturmaktır.
Sosyal sorumluluk ve ortak yarar hedefiyle harekete geçen ve kimseyi dışlamadan tüm tarafların katılımını amaçlayan dijital yönetişim modeli, birlikte yönetişim (joint governance) olarak da adlandırılabilir. Bir tür katılım formu olan birlikte yönetişim, demokrasiyi araçsallaştırmadan, demokrasiyi amaçlayarak ekonomik ve sosyal kalkınmayı mümkün kılabilir.
Bir ortak amacı gerçekleştirmek için, tek özneli, merkezi, hiyerarşik bir iş bölümü içinde, araçsal rasyonelliği ön plana alarak, yapan, üreten, bunun için tüm kaynakları ve yetkileri kendinde toplayan yönetim modeli yerine; önceden belirlenmiş kesin bir iyiye doğru değil, hak odaklı performans ölçütlerini gerçekleştirerek, çok aktörlü, gayri-merkezi, ağ ilişkileri içinde kendini konumlandıran, iletişimsel bir rasyonellik içinde, kendisi yapmaktan çok toplumdaki aktörleri yapabilir kılan, kaynakların yönlendirilmesini kolaylaştıran yönetişim anlayışına geçilmelidir.